Maalesef binalarımızın depreme hazır olduğundan emin olamadığımız için bireysel olarak ve bina yıkılacak öngörüsü ile tedbirler düşünüyoruz. Çevremizden duyduğumuz, okuduğumuz bazı tedbir önerileri de kafa karıştırıyor ve mantığı bir türlü oturmuyor. Mesela deprem olduğunda binadan çıkmaya çalışılır mı çalışılmaz mı? Bu sorunun cevabını nihayet mantıklı şekilde açıklayan Japon bir uzman dinleyebildim. 10-15 saniye içinde güvenli bir açık alana ulaşabiliyorsan binadan çık ve uzaklaş, eğer bu sürede yapamayacaksan, çıkmaya çalışma dedi. Binaların çökmesi süresi yaklaşık bu kadar zaman alıyormuş. Nihayet mantığını oturtabildim. Merdivenlerin de ilk çöken yerler olduğunu unutmamak lazım. Kafa karışıklığı sadece biz de mi var? Hayır. Mesela 112 çağrı merkezinde çalışan personel bile hala masa altına saklanarak depremi karşılayabiliyor. Eğer Japonya’daki gibi binanın sağlam kalma ihtimali yüksekse, kafamıza bir şey düşmesin diye masa altına girmek mantıklı olabilir. Ancak bizim gibi ülkelerde maalesef masa altına girmek çok ama çok tehlikeli. Bu ve bunun gibi birçok kafa karıştırıcı uygulamalar gördüm ve duydum. Nihai olarak kendi ailem için depremde yapmamız gerekenleri talimat haline getirdim. Talimatın başlangıcında da yazdığım gibi bu talimatı paylaşmamın sebebi, bu önerilerin daha çok kişiye ulaşması ve herkesin kendi akıl süzgecinden geçirerek, kendi ailesi için uygun gördüğü hareket tarzını belirlemesine ön ayak olmaktır. Bu talimatı hazırlayan kişi olarak herkesin kendi sorumluluğunu alması gerektiğini tekrar hatırlatmak isterim. Bir gün tüm binalarımızın ülkemizde görülebilen en büyük depremde bile yıkılmayacağı, “çök, kapan, tutun”, “yat, kapan, tutun” tedbirlerinin işe yarayabileceği, kurallara uymanın iş bilmezlik veya işgüzarlık olarak algılanmadığı günleri görebilmek umuduyla…